dostlar baş ağrısından geberecem minoset içtim bi tane bi boka yaramadı ense kökümden başımın üstüne kadar çatlıyo kafam. soğuk suyun altına tutar tutmaz geçiyor sonra gene aynı bi akıl verin....

Sevdiğim bir arkadaşım var, kendisi bir sürü olumsuzluk içinde güzel yerlere gelmiş ve daha mezun olmadan kadın hakları konusunda bir derneğin yönetim kurulu başkanı, çok çalışkan ve başarılı bir kardeşimiz. İki ay sonra başka bir derneğin davetlisi olarak amerika'ya gidecek, fakat dün laptopu bozuldu ve yeni bir laptop alacak durumu yok.

Ona amerika'ya gidene kadar kullanabileceği ve yalnızca ofis, skype, gmail falan açan bir laptop bulmamız gerekiyor. 150-200 lira civarı bir bütçemiz var.

Eğer elinde fazla laptopu olan varsa -dediğim gibi pili özellikleri falan önemli değil, idare etsin yeter-, satmak veya ödünç vermeyi düşünen olursa ki ben kendisine kefilim bana ulaşsın, çok mutlu oluruz, arkadaşın da işi görülür, gider bizi güzelcene temsil eder. Bir fikri olan varsa da yazabilir tabii, soru şeklinde açtım.

Kolay gelsin okuduğunuz için teşekkürler efenim.

ya dosyalar görünmüyor ya da boş hard disk dolu görünüyor...

ama ilk ihtimal daha kuvvetli, içinde yaklaşık 7gb veri olan harici hard diskime girdiğimde "bu klasör boş" yazısından başka bir şey göremiyorum.

nedeni ne olabilir hiçbir fikrim yok, fikri olan?

not: gizli dosya yok, tek bildiğim bu.

yanlış pozlanmış sanırım... sisli puslu insanı rahatsız eden bir tarafı var. çok ölgün...

yoksa sadece bana mı öyle geldi... derdi ne fotoğrafın?

Arkadaşlar,

Var mıdır böyle bildiğiniz bir mekan? Evden uzaklaşmak istiyorum, kütüphaneye de tıkılmak istemiyorum. Kızılay yahut oralara yakın bir yerde önerebileceğiniz bir mekan bulunmakta mı? E hadi, bekliyorum!

Ülkü tamer in konuşma isimli şiirinin sonu bu başlık. Bilirsiniz.
Bana tam bunun gibi karşı tarafa söylenen , teklif edilen bir şey lazım şiirlerden. Aradım bulamadım, yardımcı olursanız havaya uçarım.

saç kurutma makinem 2. kademede çalışırken bugün iç tarafına baktım metal kısmın bir tarafında korlaşmış küçük bir nokta gördüm. 1.kademeye alınca kor kayboldu. 1-2 kere aç kapa yaptım ama durum değişmedi. ya ben ilk defa görüyorum ya da bir sorun var ?

acaba bu şekil kullansam ne olur ? saçlar uzun olduğu için 1 kademe kesmiyor maalesef

öyle şeyler arıyorum ki, "öldürse daha iyi, adamı süründürür bu" diyebileyim. tercihim mümkün olduğu kadar somut kavramlar.
önemli: bağımlılık yapıcı maddeler hariç.

varsa aklınıza gelen paylaşsanız keşke benle.

edit: cevaplar için teşekkür ediyorum. ancak aradığım böyle diş ağrısından ziyade hakkaten öldürse daha iyi diyebileceğimiz bi şey. behçet gibi hastalıklar da evet süründürür hakkaten ama mesela ben biraz daha somut bi şeyler arıyorum (sigara gibi - ama bağımlılık yapıcı maddeler dışında)

kafamı açmak için soruyorum bu çerçevede her şey olabilir.

özet geçiyorum:

4 gün önce nette tanıştık, bugün buluştuk. ben işten geç çıktığım için benden önce yarın doğumgünü olan bir arkadaşıyla buluştu, ben onların yanına gittim. ben, benim kız, diğer kız. neyse sohbet muhabbet, kalkarken katakulliye getirip bütün hesabı benimki ödedi. yarın da diğer kızın doğum günü, beni de davet ettiler. şimdi erkekliğe bok sürmemek için ben de tüm hesabı ödemek gibi bir eşeklik yapmak istemiyorum. benimkine ufak bir hediye götürüp hem muhabbeti ilerletmek hem de bu akşamın rövanşını almak istiyorum.

o kadar az tanıyorum ki ne alsam bilemiyorum. bana bu durumda tüm kadınların hoşuna gidebilecek daha objektif bir hediye lazım. ama ne?

ipucu: kız 24 yaşında, doktor. (ama sadece buna yoğunlaşmayalım bence)

---------- burdan sonrası önerilere verdiğim cevaplar ----------

edit: kar küresi bana da bi sempatik geldi nedense. olabilir bence.

son alternatifim kitap cd dvd falan.

edit: ece ajandasını görünce aklıma geldi, metis'in 2012 ajandasını alabilirim. evet bu iyi fikir. ne dersiniz?

bi de yarın çıkıp bi yerden alabileceğim bir şey olmalı. netten alışveriş yapabilecek vakit yok.

edit: lan bi de şöyle bi durum var şimdi. yarın bunun arkadaşının doğum gününe gidicez, herkes ona hediye verecek benim buna hediye vermem çok ters olmasın? hiç düşünmedim bak bunu.

edit: yok ya öteki kızın doğum günü. ya çok detaya gerek yok işte ben kıza yazıyorum kız da dünden razı uzun bi ilişki olmayacak ama yakınlaşma olacak bi şekilde. ben o doğumgününe giderim, doğumgünü olan kıza hediyemi veririm, doktora da bir şeyler alcam ama yarım elma gönül alma. içimden geldi lan ne var kadın dediğin hediyeyi sever hacıt. tek taş almıyoruz ufak tefek bir şey bence zararı yok. metis ajandası güzel fikirdi bence ben kendi fikrimi çok beğendim. kar küresini de doğum günü olan kıza alayım. :D

hazirliyorum. yardim etsenize ;) hic sarki sormamistim hic.

@terp ilki haric digerleri olur bak. sevdiklerinden gonder sen. cok uc seyler dinleyebiliyorum yev.

sunlara goz atin ozmn

www.youtube.com

Bir iş arkadaşımızı uyarmak zorunda kaldım. Şu mail sizce çok mu ağır? Bir ekip var, biri departman yöneticisi, biri ekip yöneticisi, maili yazdığım herif şirket içindeki teknik eleman, biz dışarıdan takip eden teknik eleman / site yöneticileriyiz. Maillerde sürekli emir kipi kullanmasından falan rahatsız oldum, diğer arkadaşım da olmuş, yöneticim aradı ağırdan alın falan dedi ama o da otur bi mail yaz beni de bcc'ye koy dedi, yapmayayım dedim ama çok ısrar etti dept yöneticisi. Sonunda ne çıkacak hesap edemiyorum.

..

bolca emir kipi içeren imalı maillerinden fazlasıyla rahatsızım. Hepimizin beyin fırtınası yaptığı bir ortamda birinin çıkıp "böyle istiyorum", "şöyle olsun" demesi çok rahatsız edici. Sana özellikle bir "ekip" olduğumuzu ve burada üst alt ilişkisinin ünvan olarak bizden üstte kişilerle bile "olmadığını" hatırlatmak zorundayım.

Daha önceden bir çok kez tartıştığımız, sonunda mutabakata vardığımız, üzerinde çalışmaya başladığımız, çalışmayı bitirdiğimiz, faaliyete aldığımız projelerin de tekrar tekrar tartışılması gerçekten vakit kaybı oluyor ve oldu da. Semih'in paragraf paragraf açıkladığı, senin tek cümlelik mesajlar attığın, sonra üstüne bir de benim açıkladığım mailden sonra konunun tamamen netleştiğini düşünüyorum ki İsmail abi de aynı şeyi düşünüyor gördüğüm kadarıyla.

Şirketismi'ndeki yaklaşık 2.5 yıllık ev-ofis çalışma hayatımda da senin dışında yöneticilerim de dahil kimseden "HATIRLATMA!!!" içeren boş bir mail almadığımı özellikle belirtmek isterim. Gözden kaçan mailler olmuştur, unuttuğumuz mailler olmuştur, sınav zamanı diye kapsamlı cevap yazmayı ertelediğimiz mailler olmuştur, insanlık hali, ama gerçek bir "ekip"in üyeleri imalı boş mesajlar atmak yerine "Beyler şuna bi bakabilir misiniz, belki gözünüzden kaçmıştır diye bir mail daha atmak istedim" gibi daha düzgün bir dille hatırlatmayı tercih eder. "Böyle istiyorum?" yerine "Böyle olsa daha iyi olmaz mı çünkü şu şu sebeplerden böyle böyle nedenlerden daha iyi olur böyle bence" yazmayı tercih eder.

Lütfen uslubumuza dikkat edelim, karşımızdaki büyük küçük tam zamanlı veya ev ofis bile olsa saygıyı birinci öncelik olarak alalım. Bu saatten sonra gelecek maillerde en azından bizim ekibe yazdığımız maillerdeki emeği bekliyorum, biz her şeyi sebep sonucuna noktasına virgülüne kadar açıklarken, gelen cevabın "Ben burayı böyle istiyorum." olması benim nezdimde saygısızlıktır.

Benzeri bir rahatsızlığı Semih'in de fazlasıyla paylaştığını biliyorum, ben her zaman denge unsuru olarak davranma yanlısıyım fakat bazen insan gün içinde sınırlarını unutup aslında öyle demek istemediği şeyler yazabiliyor, bu mail de üstüne denk geldi, yarın 13. sınavıma girmeden önce oturup rahatsızlığımı iletmek istedim. Sorunu kişisel almazsanız sevinirim, kimseyle kişisel bir sorunum yok, olamaz da. Olmasının da kimseye bir faydası yok. "Ekip" olmanın ön gerekliliklerinden birini hatırlatmak zorunda kaldığım için üzgünüm.

calismadiklariniz varsa neler ? Sadece merak(:

Tesekkurler..

böyle bir pirelli reklamı var bilboardlarda. kocaman don lastiği yazıyor ve altında pirelli'nin yeni kış lastiği gibi bir şey yazıyor. ankara'da istanbul yolu yenimahalle civarındaki orta refüj bilboardlarında gördüm bugün. varsa bunu gören eden, bir buldurursa pek sevinirim.

edit: pirelli diye okuduğuma emindim ama sözlükte (www.eksisozluk.com ) continental diye yazılmış. artık emin değilim.

kısa süreli, sözsüz. eğlencelik animasyonlar arıyorum. bir keresinde torrent ile bir paket indirmiştim, öyle seri, yahut boxset nasıl bururum.

Merhaba suserlar ve kendisi suser olmaya adayanlar!

Teknosa'dan almayı düşündüğüm şu dizüstü bilgisayarın fiyatının uygun olup olmadığı hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyim?

www.teknosa.com

Kız arkadaşıma alacağım ve en çok yapacağı şey film izlemek. Diğer yapacakları da google ve müzik dinlemek olacaktır. Kırk yılın başı ben belki FM, çok çok düşük bi ihtimalde Battlefield falan oynarım o da az ihtimal. Ama siz oyunları dikkate almasanız da olur.

Bu dediklerime göre aklınıza gelen başka bir dizüstü çeşidi de varsa belirtirseniz çok müteşekkiiiiir olurum!

Sevgiler şafak sezerler selocanlar ata demirerler.

Merhaba sevgili hayvan dostları,

Minik kedimiz biraz hasta. Sincan, eryaman, etimesgut belediyelerinin hayvan klinikleri ya da veteriner hizmetleri var, bunlardan faydalanmak istiyoruz. Fakat adreslerini bilmiyoruz.

Sincan: www.sincan.bel.tr

Etimesgut: www.etimesgut.bel.tr

Bir de Eryaman evcil hayvanlar kliniği var. Bunların adresleri gerekiyor.

Arkadaslar merhaba,

ankara da studyo ya da 1+1 ev ariyorum, park oran vs felan demeyim, 2 milyar kira zaten veremem... ankara da studyo ev bulamiyorum, tek kalacagim, erkek. maasli....

sanirim ben bulamiyorum.... 400-600 araligi,

aslinda hersey dahil guzel yurt odalari bile olabilir...

acilen netbook almam gerekiyor, hatta mümkünse bugün alacağım. ne önerirsiniz? hangi marka hangi model? fiyat konusunda 700e kadar belki 750 kadar çıkabilirim. araştırıken iki farklı şey gözüme çarptı, bazıları atom n570 1.6ghz işlemci, bazıları n550 1.5ghz işlemcili yazıyor. aralarında pek fark var mıdır? bazı mağazalar bayram indirimi de yapmışken bugün alırsam çok iyi olur. tavsiyeler için şimdiden çok teşekkürler.

arkadaşlar 24 yaşından sonra çevremi ne kadar genişletebilirim sizce sıfırdan asosyallikten çok sosyal bi insan olabilir miyim yoksa böyle gelmiş böyle gider mi

arkadaşlar her tıp öğrencisi muhakkak zeki midir

Assassin's Creed oynamaya karar verdim. (ee napak) şimdik, ben bu oyunu oynayacağım da bu oyunlar birbirleriyle bağlı midur hemşeriler? yani birini oynamadan diğeri anlaşılabilemez mi?

Hangisidir ? Marka, model ve uç genişliğini söyleyebilir misiniz ?

Arkadaşlar battlefield 3 bildiğiniz gibi xp de çalışmıyor. ne diyosunuz değer mi deymez mi?

iyi geceler duyuru cemaati. yakın zamanda samimi olduğum bi arkadaşımın başına gelen ender bi olayı anlatıcam ve tavsiyelerinizi sorucam.

-şimdi bizim arkadaş bi kıza aşık oluyor
-kız biraz sorunlu, ailesi yok bilmemne..
-ilk günler sohbet muhabbet iyi giderken, bi gün kız buna hiç pas vermiyor. buda soruyo neden böylesin falan filan, kız parasal dio. işte yurt parasını denkleştiremiyorum, ne yapsam olmuyo, bursa daha çok var vs.
-bu arkadaşımızda gerçekten iyi niyetli işte, yardım etmemi ister misin falan dio. kız olmaz öyle şey ilk önce tabi. bu ısrar edince, kızda bugün bi yerden burs çıkabilir, çıkarsa rahat ederim dio.
bu elemanda o zaman burs çıkmazsa haberim olsun bi şeyler yaparız dio, kızda tmm dio anlaşıyolar.
-kızın dediğine göre burs verecek adam buna benimle birlikte olursan sana burs veririm demiş. bunu bizim arkadaşa söyleyince, bizimkide kıza aşık ya hani, bunu duyunca deliye dönüyo.
-bu arkadaşımızında iyi niyteli olmasından ötürü zannediyorum, allah vergisi bi yeteneği var.illüzyonistlik var ucundan, ve adam kumar masasına oturduğu zaman imkanı yok kaybetmez.neden iyi niyetli olmasından ötürü? çünkü bu gider kazanır kazanır sağa sola dağıtır, yardım eder falan,paraya o kadar önem vermez yani. ve her zamanda oynamaz, bu olay olmadan önce bıraktım falan demişti hatta.
-sonra kız kötü yola düşmesin diye gitti bu kızı zorla ikna etti, ne kadar lazım die sordu. kız önce 100-150 ne varsa dedi. aradan bi kaç saat geçti, bende oradaydım, bu kız aradı ben hesap kitap yaptım 200 lazım dedi(bence birilerininde gazına geldi).
-bizimki tamam dedi. bunda para yok, bende yok, o an 200 lira çıkışmadı üzerimizden. öyle herkesten borç almayıda sevmeyen birisi. lan dedi ben bi oyun oynayım gece, şu kız kötü yola düşmesin, sevaptır yurt parasını ödesin falan gittik biz bi mekana, oyuna oturdu bu tam 220lira aldı çıktı bu oyundan.
-bi gün sonra yolladı bu 200ü kıza. kız parayı sabah çekmiş, bizimkine bi tş yok bi şey yok. akşam bizimki merak edip arayınca tş etti. öylede bi dengesiz.
-aradan bi kaç hafta geçti, bunlar gene konuşuyolar falan filan ama kızın duvarları var ben anlıyorum. bizimki bu duvarları yıkmak istiyo, bende tamam zamanla olur falan diyorum çocuğa.
-sonra kız gene bi soğukluk içerisine girdi. bizimkine bi msj attı, mesajda 'ben sana tutundum, bu yüzden sessizliğimin açıklamasını yapıyorum ve seni çok seviyorum' yazmış. bizimkide bunu okuyunca bi sevindi bi sevindiki sormayın.
-bi iki gün konuşmadılar, sonra tam tekrar konuşmaya başlamışlardıki kız bi akşam bunu aradı, ya dedi çok sıkıştım. bunu sana söylerkende utanıyorum ama çok acil bi 50 liraya ihtiyacım var. lan ben dedim dur bi eşşeklik etme, ara sendede olmadığını söyle, iyi niyetindende ödün vermemeye çalış ama dedim. bu kıza söyledi işte bendede yok, birazda borcum var sağa sola falan dedi.kızda buna ben senin iyi niyetini anlıyorum, genede çok tş ederim dedi gece sonlandı.
-bi gün sonra kız msjlara cvp yazmayınca bu aradı kızı. kızda buna ben o bursu alıcam dedi(kendisiyle yatması karşılığında verilecek o burstan bahsedio). bizimki 50 lira için değer mi falan dedi, baya baya bi laf anlatmaya çalıştı kıza. kızda benim sorunum 20-30-50 lira değil, benim sorunum yaşamak dedi. her ay her ay para sıkıntısı çekmek istemiyorum dedi. aileside yok şimdi, destek olan bi kimseside yok ama bu durumdaki herkes orospuluk yapmıo sonuçta, çalışıp okuyanda çok. ve ben orda anladım kızın ruhunun orospu olduğunu, aklına getirmesi bile yeterli benim için.
-bizimki koca bir gece diretti diretti ve kızı vazgeçirdi. artık gerçekten vazmıgeçti, yoksa bizimkine yalan mı sölüo günahını almak istemem kızın. sonra bizimki gene oyuna oturim mi lan die sorunca bana, bende sakın yapma dedim, bu 1 olur 2 olur 3 olur sonu gelmez dedim, zaten ortadaki ilişkinin daha adı konmamış.
-sonra bizimki dua edio, inş. kız kararını değiştiripte milletin altına yatmaz die. sonuçta aşık kıza. gönül bu otada konuyo, bokada.
-kıza her gün soruyo işte naptın kararında bi değişiklik oldu mu falan die, kıza yok dio sadece ne yapacağımı düşünüyorum. ve bi iki gün böyle geçti.
-sonra bi gün bizim bu arkadaş faceye girmiş, bide ne görsün, kızın sayfada ilişkisi var yazıo. bu msj atmış sadece hayırlı olsun die, kızda cvp yazmış sağol die. bizimki demiş, yoksa kararında bi değişikli mi oldu? kıza hayır alakası yok, artık birine tutunmam gerekiyordu demiş(lan kahpe şimdi bi şey dicem ama neyse).
-bizimkide hafif tavır koyduğunu belli ederek, umarım senin kendisine tutunmanı hak eden birisidir, umarım seni üzmez falan filan dedi.
-kızda umarım, kafam o kadar karışıkki şu sıralar verdiğim en doğru karar buydu dedi.
-bizimkide yazmış, bana bi mesajda sana tutundum deyince bende beni bekliceksin zannediyordum ama neyse kısmet dedmiş.
-kızda konunun rengini değiştirme demiş(lafa bak amk).
-bizimkide aynen benim gibi lafa bak amk demiş kendi kendine, cvp bi şeyleri değiştiren ben değilim zaten, neyse tamam demiş. ondan sonrada mesajlaşmamışlar. zaten bugün oldu bu son mesajlaşmalar.
-1 ay sonra aynı şehirde olacaklar ve görüşecekler. ama bizimki için mutlu bi görüşme olmayacak tabiki, çünkü kızın sevgilisi var. bana koyan 200 lira değil, çocuğun enayi yerine konulması amk. çocuğa koyanı zaten sormayın gitsin..
--şimdi soruyorum millet? bu kız ne ayak?ve biz ne yapalım?

Günaydın,

Sabahları 101.0 da Cem Ceminayın programında ona eşlik eden güzel sesli bayan kimdir acaba ismini bilen var mıdır?
Sevgiler.

4lü veya 6lı şarj edilebilir pil alıcam.

öneriniz var mı? aletli + pil gibi bir kombo da olur.

Hali hazırda Lojistik (önlisans) bitirmiş, DGS ile Sivil hava ulaştırma işletmeciliği (lisans) kazanmış biriyim aynı zamanda önlisans diplomasını kullanarak aöf iktisat veya işletme bölümüne 3.sınıftan devam hakkımda var. okumaya hevesim varken okuyayım mı yoksa boşuna para vermeye gerek yok mu? 2 sene okuyup lisans diploması alınacağını göz önünde bulundurarak?
eğer okursamda daha kolay olduğundan işletme düşünüyorum. o konuda ne diyorsunuz?

hasta ruhlu biri benım numarama durmadan msj atıp dururyr ama öle böle değil günde 100 tane falan ne dediysem olmadı numara değiştirmeyi de istemyrm bütün iş çevremde bu numara var...ne yapabılırım yardımm

nestle kullanıyordum ama hayvan gibi pahalı olduğundan alternatif arıyorum. yuh arkadaş 1 damacana su 8buçuk tale olmamalı yani. kapıya asıp gitmişler geçen gün "lido" markalı bir su. üzerine de fiyat 5 tl yazmışlar. nasıldır ki bu su denesek? sertliği 1,4 diyor. nestleyi bilmiyorum değerlerini bulamadım. bir de florist isimli bir su markası vardı o da 4,5 tl idi. siz ne kullanıyorsunuz fiyatlar ne alemde? hangisinden almalı?

bugünkü yazisinin sonunda kimden bahsediyor?

yani yazinin en son cümlesinde birisine laf mi sokuyor yoksa öyle genel mi yazmis?

www.hurriyet.com.tr

nasıldır önerir misiniz?

simdi bilenleriniz vardir, migros'ta migroskop adi altinda bir kampanyada nostaljik ürünler satiliyor.

bu ürünlerin arasinda da bir telefon var, su olur kendisi:
www.kangurum.com.tr

ürünü görüntüleyemeyenler icin (ki bende de acilmiyor resim):
i.imgur.com

bu telefon ayni veya daha düsük fiyata baska yerde de bulunur mu (ebay vs)? migrostan alma sansim yok ama cok da begendim ondan soruyorum. calisan sekilde olacak ama.

sükranlar.

25 yaşındayım. lys'ye yeniden girdim ve kazandım. yeni bir okula başlayacağım. zaten önceki duyurularımdan da anlamışsınızdır.

ankara'da ailemle yaşıyorum. babam ve üvey annemin yanı sıra, benden küçük iki kardeşim var ikisi de erkek. birisi yedi yaşında, diğeri 21 yaşında ve öğrenci. neyse buraları geçelim.

14 yaşında annemle babam aniden boşandı. 11 senedir içimdeki boşluğu yenebilmek için türlü şeylere başvurdum. bir sürü saçma sapan ilişki yaşadım, kurslara gittim, hepsini yarım bıraktım. kilo aldım, kilo verdim. bazen güzelleştim, bazen de çirkinleştim. ama bu boşluğu hiç bir zaman atamadım.

psikoloğa ve psikiyatriste gittim. onları da bıraktım bir süre sonra. hayatımda her şey yarım kaldı yani. hep yarıda bıraktım. önceki üniversitemi de, fitness yaptığımda da, rusça kursuna gittiğimde de... hep yarıda bıraktım.

şimdi iki sorum var:

1-üniversitede başarılı olabilmek için napmam gerek? 25 yaşındayım, hacettepe'de bir deneyimim oldu ama bölümü sevemedim yarım bıraktım. şimdi yabancı dillerle alakalı bir bölümde okuyacağım ve heyecanlıyım. bana ders çalışma metodlarını ve hatta en kısa yoldan okulu nasıl bitirebileceğime dair tüyolarınızı paylaşabilir misiniz? hocaların gözünde çok da sivrilip gıcık bir görüntü sergilemek istemiyorum, sadece iyi bir öğrenci olayım yeter.

2-bazen ölümü çok düşünüyorum. ölmek istiyorum. kendimi pencereden attığım imgesi aklımdan çıkmıyor. ağlamak istiyorum. korkak hissediyorum kendimi... bunu psikiyatriste de anlattım ama ilaç verdi. ilaç almaktan nefret ediyorum. okulu kazanınca her şey düzelir zannettim ama yine de bu boğucu histen kurtulamadım. hatta şu anda yine ölümü düşünür durumdayım. nedenini bilmiyorum. "rahat g*tüne mi batıyor" diye düşünebilirsiniz. ama gerçekten on bir sene geçmesine rağmen babamın annemin en yakın arkadaşıyla evlendiği, hatta ondan çocuğu olduğu gerçeğine alışamadım. evi de terkedemedim çünkü babam böyle bir şeye izin vermez. üvey annem despot bir kadın. (yani işi astrolojiye bağlamak istemiyorum ama tam bir başak burcu.) kavga etmiyoruz ama her şeyi kendisinin bildiğini düşünüyor. çok ukalalık yapıyor. ezik hissediyorum, beni çok sindiriyor.

lütfen kendi tecrübelerinizden yola çıkarak bana yardımcı olur musunuz? artık dayanamıyorum çünkü. hayatımda kimse yok. öz annem de ege'de bir yerlerde alzheimer'lı annesine bakıyor. onun yanına da gidemem.

şimdiden teşekkürler.

Merhaba,

Yakın zamanda Kocaeli'de yaşamaya başlayacağım. Şu anda kiralık ev arıyorum. İş yerim merkezde olacak.

Mümkün olduğu kadar merkeze yakın, sempatik, öyle toplu konutlardan birinde olmayan ya da belki nispeten şirin bir site olabilir, tek başına bir bayan için güvenli, karışanı görüşeni de fazla olmayacak bir semt aklınıza geliyor mu? Yoksa ütopik bir şey mi soruyorum?

Sevgiler, şimdiden teşekkürler.

"ders kaydı"na tıkladığımda "tanımlanamayan bir iç hata oluştu" diyor. napmam gerek?

Mümkünmüdür? Nelerden nerelerden yararlanmalı?

kayit.anadolu.edu.tr

ya da baska bir yolu mu var bilmediğim?

edit: basvurmak için herhangi bir seceneğe tıkladığımda uyarı veriyor tarih aralıklarıyla ilgili. oysaki kayıt aralığı 12-23 eylul ve bugün de 13 eylül.

mal gibiyim ya. yapmam gereken 2-3 iş var topu topu, üşengeçliğimden götümü kaldıramıyorum resmen. akvaryumu temizleyip, bozuk olan filtreyi akvaryumcuya götürmem lazım. bir de bunların üşengeçlikle alakası yok da, fantastik yapıtları hiç sevmediğim için lotr izlemedim bugüne kadar, ama sevgilime söz verdim izleyeceğim diye, bir türlü başlamak gelmiyor içimden. şimdi kalkıp şöyle muhteşem böyle mükemmel film demeyin, milyonlarca beğeneni var biliyorum, türünün en güzel örneklerinden biri, ihtiyacım olan bu değil. şu ölü toprağını atayım üstümden ya. mesela bir iki kitap var okumak istediğim bir türlü elime alıp başlayamadım. aynı şekilde konusunu falan duyup hoşuma giden bir sürü film indirdim öyle yatıyor harddiskte, açıp izlemek gelmiyor içimden, bir sürü dizi var keza aynı şekilde. böyle bi aptallaştım bi süredir ya. çok dağınık bahsettim ama anladınız sanırım, hiç bir şeye başlayamamama gibi bir sıkıntım var özetle. normalde böyle bir insan değilim, bir süredir bu haldeyim. nasıl yapalım şimdi?

Merhaba arkadaşlar elimde mevcut Canon 550D ile 90.000 fotoğrafı geçtim. Yeni seviyeye geçmeye karar verdim. Şu anda ABD'deyim. Elimde 50mm f1.4 ve 3400 dolara kadar limit var. 5d Mark II + 24-105 lensle beraber 3170 dolara alabiliyorum. Sadece 24-105 1040 dolara bulunabiliyor. Bunun yerine 950 dolara 60D body yada 1400 dolara 7D body alıp lens kombinasyonu yapabilirim. Çoğunlukla insanları(portre ağırlıklı) ve etkinlikleri çekiyorum. Hangi lens/lensleri ve kamerayı seçmeliyim?

Bu konuda sizin önerileriniz nelerdir acaba? Nasıl yapsam daha iyi olur?

iyi geceler sevgili mika hakkinenler,
şimdi efenim 22 yaşına gelmek üzere bir öğrenciyim efenim. çok da kral bir babam var. hakkaten süper insandır, çalıştı çabaladı, hakkaten yemez içmez çocuklarına bir şeyler alır bir adam, ki hala da çalışıyor.

fekat durum arabaya gelince iş değişiyor. bu adam arabasını paylaşamıyor arkadaş. ne benimle ne annemle.

bir takım arkadaşların aksine ergenlikte falan araba kaçırma gibi mevzuulara hiç girmedim. efendi efendi takıldım, 18'e gelince ehliyet alayım artık şu kapının önünde yatan aleti kullanayım dedim, kavga kıyamet zar zor kursa falan gittim aldım ehliyeti. bi iki sefer falan trafiğe çıktık max 4 dk kullandım, sonra tık yok.

sebep sorduğumda kesinlikle hep olumlu olarak,
-zamanı gelmedi
-daha vakit var
-olm zamanımız yok görüyorsun hele şu yaz-ilkbahar-kış-sonbahar-arabanın borcu-okul dönemi-vesaire bir geçsin de çıkacağız tabii
ve benzeri garip bahaneler sunup geçiştiriyorlar.

bu seneye kadar, ben de "e tabii haklılar araba sonuçta çok tecrübeli de değiliz istanbulda kullanmak zor" diyordum ki, almanya'da geçirdiğim bu senede her istediğimde araba kullanma şansım oldu ((bkz: flinkster)), çok uzun mesafeler de kat ettim ani cesaretlerle, bir şey değilmiş yani kullanılıyormuş. hakkaten büyük kolaylık.

önceden araba eski diye (eski denilen araba 2006 model, 26 binde astra idi) alamıyordum, şimdi yeni ve benzeri yukarıda saydığım bi takım bahanelerle alamıyorum.

benzin parası diyorlar, diyorum ki ben doldurucam ne kadar varsa gerek yok para istemiyorum ben sizden diyorum. ki hakkaten dolduracak parayı da kazanıyorum çok şükür yani.
sen de para biriktir sana araba alalım diyorlar ama otomobile ihtiyacım yok, şahsen aileye ek bir otomobilin ek bir gider kaleminden başka bi işe yarayacağını düşünmüyorum.

yani kırk yılda bir eşya taşımak gerekince, ne bileyim özel bir yere, uzak bir yere vesaire gitmem gerekince kullanmak istiyorum, kalıcı olarak araba almama gerek yok yani ki istemiyorum da. ama yok.

yok yani. en son geçen dedim, babam çıkardı arabanın anahtarından akbili verdi. iyicene dellendim. çemkirdikçe alttan almaya devam ediyorlar sürekli.

kendisi de hakkaten böyle bi adam, 2006 model astrayı 26 binde sattı o derece kullanmıyor tatiller dışında. işe de metrobüsle gidiyor koskoca kaç yıllık mühendis (ha gitsin bişi demiyorum olabilir yani). yeni araba almışlar ben yokken (astra sedan), almasının sebebi de geçen sene tatilden dönerken arabanın bagajına bursa'dan alınacak kasa şeftalinin sığmaması.

sinir oluyorum arkadaş. araba bahçede yatarken ben amele gibi otobüslerde minibüslerde bavul taşıyorum, taksiye metrobüse bir dünya para domalıyorum.

şimdi sormak istediğim konu:
1) normal midir? yani belki de benim arkadaşlarım çok genç elde ettiler bazı şeyleri ve belki de ben kıskanıyorum olabilir yani, o yüzden soruyorum, benim yerime kendinizi koyduğunuzda ne düşünürdünüz? haksız mıyım sizce? tamamen objektif olabilirsiniz hiç sorun değil.
2) ne yapmam gerekiyor? böyle gelmiş böyle gider mi yani? yoksa hakkaten hayatımdan kısıp para biriktirip masrafından fazla masraf çıkaracak 10-15 bin lira bandında saçma sapan bi araba mı alayım illa ki?
3) başka bir çözümü olan var mı? mesela önümüzdeki hafta okuduğum şehir olan izmite gideceğim ve hakkaten yeni eve bavul taşıma fikri inanılmaz zor geliyor şu anda arabaya alıştıktan sonra. ne yapayım yani amele gibi araba mı kiralayayım bir dünya para verip. bilmiyorum.
4) bırak hacı, adamın bi zevki var zaten sürekli çalışıyor, o zevkini de bok etme bırak onda kalsın mı diyorsunuz?

böyle işte. bana yol gösterin. tek kompleksim bu lan resmen. araba kapıda paslanıyor, alalı 7-8 ay olmuş hala yeni kokuyor ya.

ek olarak, arabayı kaçırma gibi ergenliklere girmek istemiyorum hiç gereği yok. ve bir ek daha, bu kadar uğraştıktan sonra alsam bile de çok kasılacağımı hissediyorum açıkçası. bilemedim ne edeyim.

en büyük derdin bu olsun hacı diyenler çıkacaktır, onların da canı sağolsun.

kedimin iki üç gündür sürekli ağzı ıslaktı ben su falan içti ondan sanıyordum ara ara kesiliyordu çünkü ama bügün kan gelmiş azda olsa ve sürekli miyavlıyor acı çeker gibi. fakat kan yeniden gelmiş çok az kan geliyor ama sürekli ağzını şapırdatıp acı çeker gibi miyavlıyor ne bu ? hiç duyan bilen var mı? bu saatte veteriner bulamam bana bir fikir verin lütfen veteriner tanıdığınız falan varsa. akan salyası kokuyor bu arada. salya damlamıyor sadece ağzının kenarında ince bir çizgi olarak ıslaklık şeklinde görünüyor salya.
yardımcı olun bana.

evet. soru çok net. hangisi doğru?

uzun zaman araştırma yaptıktan sonra biri maxi scooter diğer supersport olmasına rağmen hem tarz hemde maddi olarak iki motor arasında kaldım.

- silverwing
*ikinci eli 11-12 bin arasında bulunuyor.
*yüksek yakıt tüketimi
*devasa bagaj
*yedek parçaların pahalı olması
*uzun yol konforu fakat yüksek yakıt tüketimi yüzünden cebi yorması
*çift silindir
*şehir içi trafikte aralardan geçememe kısaca gemi gibi olması

- cbr250r
*sıfırı plaka dahil 9 bin - çantası koruma demiri daha iyi lastik derken 10 bin
*yeni teknoloji yeni motor olduğu için acil bir durumda veya değiştirmek istediğimde kolay ve az zararla elden çıkarma
*yakıt tüketimi düşük öyleki 1 depo ile 350 400km imkansız değil 13lt
*vitesli olduğu için motorun kontrolu tamamen bende olacak.
*oturuş pozisyonu nedeniyle uzun yolda yormaması yüksek cc cbr dan ayıran özellik
*yedek parçanın ucuz olması
*benim için vitesli motor değişikliği olacak
*tek silindir
*çok küçük olmasada bir scooter değil.

sonuç olarak bu işten anlayan sürücü kardeşlerimden öneri düşünce ve yorumlarını bekliyorum
10-11 bin max. farklı scooter-supersport motor önerilerine açığım
kullanan arkadaşlar neden tavsiye ettiklerini yazarsa çok iyi olur. genelde şehir içi ama arada sırada gazlayıp uzun yola çıkabilirim. gerçi şehir içinde çevreyolunu kullanan adam 130 140km hıza rahatça ulaşabilmeli diye düşünüyorum.

az önce turkcell reklamında dikkatimi çekti, bu konulardan pek anlamıyorum da sorayım dedim. turkcell'in blackberry paketi diye bir zımbırtısı var, işte iternet kullanımı da içeren bir paketle birlikte curve 8520 veriyor sanırım, bildiğim kadarıyla bu modelde 3g yok, bu pakete dahil olan kullanım ne peki? ve farkı nedir.

manyak kediyi laptopun üzerinde yatarken yakalayan arkadaşım, ekranın yarısının çalıştığını, diğer yarısının rengarenk tepkiler verdiğini söylüyor. herhangi bi sıvı (çiş vs.) yok.

asus marka bu laptpun ekranın bu derece hassas olması normal midir? kusurulu mal mıdır? garantiye kabul ettirebilmek için nasıl bir yol izleyelim?

teşekkürler.